İngiltere merkezli Pulsar Fusion adlı bir şirket, uzay yolculuklarında çığır açabilecek yeni bir roket motoru fikrini kamuoyuyla paylaştı. Şirketin “Sunbird” adını verdiği bu konsept, gücünü nükleer füzyondan alıyor. Eğer bu teknoloji hayata geçirilebilirse, aylarca süren Mars yolculuğunun süresini yarı yarıya kısaltmak mümkün olabilir.
Roket Gücünü Güneş Gibi Füzyondan Alacak
Bu yeni roket motoru fikrinin temelinde, bildiğimiz nükleer santrallerdeki fisyon (atom parçalama) yerine, Güneş’in merkezinde enerji üreten füzyon (atom birleştirme) süreci yatıyor. “Doğrudan Füzyon Sürüşü” (Direct Fusion Drive – DFD) adı verilen bir teknoloji kullanılması planlanıyor. Bu yöntemde, çok yüksek sıcaklıklara (yüz milyonlarca dereceye) ısıtılmış özel bir gaz (plazma) güçlü bir manyetik alan içinde hapsediliyor. Bu ortamda atom çekirdekleri birleşerek muazzam miktarda enerji ve itme gücü ortaya çıkarıyor. Pulsar Fusion’ın “Sunbird” adını verdiği motor konsepti işte bu prensiple çalışacak şekilde tasarlanıyor.
Mars’a Gidiş Süresi Yarıya İnebilir
Bu teknolojinin en büyük vaadi, gezegenler arası yolculuk sürelerini önemli ölçüde azaltmak. Pulsar Fusion’a göre, Sunbird gibi bir füzyon roketiyle Mars’a yolculuk süresi, şu anki 6 ila 9 ay süren görevlerin yarısına kadar düşürülebilir. Hatta bu güçlü itme sistemi sayesinde sadece Mars’a değil, Jüpiter veya Satürn gibi Güneş Sistemi’nin daha uzak noktalarına bile çok daha makul sürelerde ulaşılması hedefleniyor. Bu da uzay keşifleri için yeni imkanlar anlamına geliyor.
Şimdilik Bir Konsept Ama Çalışmalar Başladı
Şunu belirtmekte fayda var ki, Sunbird şu anda sadece bir konsept, yani geliştirilmekte olan bir fikir. Henüz çalışan bir prototipi veya tamamlanmış bir motor bulunmuyor. Ancak Pulsar Fusion, bu iddialı fikri gerçeğe dönüştürmek için somut adımlar atıyor. Şirket, İngiltere’deki tesislerinde bu füzyon süreçlerinin deneneceği özel bir test odasının inşasına başlamış durumda. Elbette, böylesine yüksek sıcaklıklarda istikrarlı ve kontrol edilebilir bir füzyon tepkimesi elde etmek ve bunu uzayda çalışacak bir motora dönüştürmek, mühendislik açısından aşılması gereken büyük zorlukları da beraberinde getiriyor.