Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri (USAF), havacılık tarihinde bir ilke imza atarak, iki hasarlı F-35A Lightning II savaş uçağından tek bir tam işlevsel uçak oluşturmayı başardı. “Frankenjet” veya “Franken-bird” olarak adlandırılan bu benzersiz uçak, yaklaşık iki buçuk yıllık bir restorasyon sürecinin ardından Ocak 2025’te ilk uçuşunu gerçekleştirdi ve ABD Hava Kuvvetleri’nin operasyonel filosuna katılmaya hazırlanıyor.
Utah’taki Hill Hava Üssü’nde konuşlanan 388. Savaş Kanadı tarafından yürütülen bu iddialı proje, havacılık mühendisliği ve bakım kabiliyetleri açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Proje, F-35 Ortak Program Ofisi, Ogden Hava Lojistik Kompleksi, 388. Savaş Kanadı ve Lockheed Martin arasındaki kurumlar arası bir işbirliği sonucunda hayata geçirildi.
İki Enkaz, Tek Uçak: Frankenjet Projesi Nasıl Başladı?
Frankenjet projesi, iki ciddi şekilde hasar görmüş F-35A uçağının parçalarını birleştirerek tam işlevsel bir savaş uçağı oluşturma fikri ile başladı. Kullanılan uçaklardan biri olan AF-27, 2014 yılında Florida’daki Eglin Hava Üssü’nde ciddi bir motor yangını geçirmişti. Diğer uçak AF-211 ise 2020 yılında Hill Hava Üssü’nde burun iniş takımının çökmesi sonucu hasar görmüştü.
Geleneksel olarak, bu tür hasarlı uçaklar genellikle hurdaya çıkarılır veya eğitim amaçlı kullanılırdı. Ancak F-35 Ortak Program Ofisi, bu iki hasarlı uçağın kullanılabilir parçalarını değerlendirerek yeni bir uçak oluşturma fikrini ortaya attı. Bu, hem maliyet tasarrufu sağlayacak hem de bakım personeline benzersiz bir eğitim fırsatı sunacaktı.
Frankenjet Hakkında Önemli Bilgiler
- Resmi kuyruk numarası: 5269
- Oluşturulduğu uçaklar: AF-27 (2014 motor yangını) ve AF-211 (2020 iniş takımı çökmesi)
- Restorasyon maliyeti: 6 milyon dolar (Yeni F-35A maliyeti: 80+ milyon dolar)
- İlk uçuş tarihi: 16 Ocak 2025
- Görev yapacağı birim: 4. Savaş Filosu, Hill Hava Üssü
Benzeri Görülmemiş Bir Mühendislik Başarısı
Frankenjet projesi, havacılık tarihinde ilk kez iki F-35A yapısının birleştirilerek operasyonel bir uçak oluşturulması açısından benzersiz bir mühendislik başarısı olarak kabul ediliyor. Proje kapsamında, Hill Hava Üssü’ndeki ekip, uçak bölümlerini desteklemek ve birleştirmek için özel aletler, standlar ve diğer ekipmanlar geliştirdi.
4. Savaş Üretim Filosu’ndan Kıdemli Havacı Jaguar Arnold, uçağın özel bakım şefi olarak, “Uçağı teslim aldığımızda neredeyse bir kabuktan ibaretti. Birim düzeyinde daha önce yapmadığımız birçok görevi tamamlamamız gerekiyordu,” dedi.
“Bu projenin kapsamı ve karmaşıklığı, gelişmiş bir taktik savaş uçağı için daha yüksek seviyede büyük uçak onarım kabiliyeti elde etmek amacıyla engellerin aşılmasının ve başarılmasının örnek bir gösterimiydi.” – Tomas Barber, F-35 JPO Büyük Kaza Onarım Ekibi mühendisi
Ekip, uygun uçak ağırlık merkezi ile iniş takımlarının yeniden takılmasından, “karın bantları” tedarik edilip takılmasına ve uçuş kontrollerine kadar birçok karmaşık görevi yerine getirdi. Lockheed Martin mühendisleri ve teknisyenleriyle birlikte çalışan ekip, uçağın kablolarını yeniden döşedi, kokpiti yeniden inşa etti, aviyonik bilgisayarları yeniledi ve uçuş hattı bakım atölyelerinde nadiren görülen çeşitli bileşenleri monte etti.
Havacılar ayrıca, uçağın çeşitli bölümlerindeki düşük görünürlük özelliklerini yenilemek için bileşenler ve kaplamalar üretip monte ettiler. 4. FGS’den 1. Teğmen Ryan Bare, “Tüm ekip tarafından uzun günler, geceler ve hafta sonları harcandı,” dedi.
Hurda Jetlerden F-35 Nasıl Yapılır?
Frankenjet projesi, modern savaş uçaklarının nasıl “geri dönüştürülebileceğine” dair benzersiz bir örnek sunuyor. İşte hasarlı F-35 uçaklarından yeni bir uçak oluşturma sürecinin aşamaları:
1. Hasar Değerlendirmesi ve Parça Seçimi
Süreç, hasarlı uçakların kapsamlı bir değerlendirmesiyle başladı. Mühendisler, her iki uçaktan da hangi parçaların kurtarılabileceğini ve yeni bir uçak oluşturmak için nasıl birleştirilebileceğini belirlediler. AF-27’nin burun kısmı nispeten iyi durumdaydı, ancak motor bölümü yangın nedeniyle ciddi hasar görmüştü. AF-211’in ise burun iniş takımı çökmesi nedeniyle ön kısmı hasar görmüştü, ancak gövdenin geri kalanı ve motor bölümü kullanılabilir durumdaydı.
Mühendisler, AF-27’nin burun kısmını AF-211’in gövde ve motor bölümüyle birleştirmeye karar verdiler. Bu, her iki uçaktan da en iyi parçaları kullanarak tam işlevsel bir uçak oluşturmalarını sağlayacaktı.
2. Özel Ekipman ve Araçların Geliştirilmesi
Projenin başarısı için özel ekipman ve araçların geliştirilmesi gerekiyordu. Hill Hava Üssü’ndeki ekip, uçak bölümlerini desteklemek ve birleştirmek için benzersiz aletler, standlar ve diğer ekipmanlar tasarladı. Bu çalışma, Ogden Hava Lojistik Kompleksi’nde gerçekleştirildi.
Lockheed Martin’in projedeki baş mekanik mühendisi Scott Taylor, “Bu aşamada geliştirilen kaynaklar ve teknikler, ileride ileri konumlarda uçak savaş hasarı onarımında kullanılma potansiyeline sahip,” dedi. Bu, savaş koşullarında hasar gören uçakların daha hızlı ve verimli bir şekilde onarılmasına olanak sağlayabilir.
3. Yapısal Birleştirme ve Güçlendirme
İki uçağın parçalarını birleştirmek, projenin en zorlu aşamalarından biriydi. Ekip, AF-27’nin burun kısmını AF-211’in gövdesine bağlamak için hassas ölçümler ve özel bağlantı noktaları geliştirdi. Ayrıca, hava girişlerinin arasında ve hemen önünde “karın bantları” olarak adlandırılan kompozit malzemeden yapılmış destekler tedarik edip monte ettiler.
Bu bantlar, yeni burun takıldıktan sonra uçağın gövdesini güçlendirmek için ek yapısal destek sağladı. Ekip ayrıca, bağlantı noktalarını güçlendirmek ve uçağın yapısal bütünlüğünü sağlamak için ek takviyeler ekledi.
4. Sistemlerin Yeniden Entegrasyonu
Yapısal birleştirme tamamlandıktan sonra, ekip uçağın sistemlerini yeniden entegre etmeye başladı. Bu, uçağın kablolarının yeniden döşenmesini, kokpitin yeniden inşa edilmesini, aviyonik bilgisayarların kurulmasını ve çeşitli bileşenlerin monte edilmesini içeriyordu.
Ekip, uygun uçak ağırlık merkezi ile iniş takımlarını yeniden monte etti ve uçuş kontrol yüzeylerini (kanatçıklar, elevatörler, dümen vb.) yeniden bağladı. Bu, uçağın uçuş dinamiklerinin doğru çalışmasını sağlamak için kritik öneme sahipti.
5. Stealth Özelliklerinin Yeniden Kazandırılması
F-35’in en önemli özelliklerinden biri, radar kesitini azaltan stealth (düşük görünürlük) teknolojisidir. Frankenjet projesinde, ekip uçağın çeşitli bölümlerindeki düşük görünürlük özelliklerini yenilemek için özel bileşenler ve kaplamalar üretip monte etti.
Bu, uçağın dış yüzeylerinin hassas bir şekilde işlenmesini ve özel radar soğurucu malzemelerle kaplanmasını içeriyordu. Burun kısmı ile gövdenin birleştiği bölgeler, stealth özelliklerinin korunması için özellikle dikkatli bir şekilde işlendi.
6. Test ve Sertifikasyon
Restorasyon tamamlandıktan sonra, uçak kapsamlı test ve sertifikasyon süreçlerinden geçti. Hill Hava Üssü’nde başarılı bir fonksiyonel kontrol uçuşunun ardından, uçak final sertifikasyonları için Lockheed Martin’in Fort Worth, Teksas’taki tesisine gönderildi.
Burada, uçağın burnunun hemen arkasındaki bölüm üzerinde, şu anda sadece korozyon önleyici astar bulunan kısma düşük görünürlük malzemeleri uygulanacak. Lockheed Martin tahminlerine göre, uçağın sekiz haftalık bir süre içinde tamamlanması ve en erken Mart 2025 sonunda geri dönmesi bekleniyor.
Frankenjet Projesinin Ekonomik Boyutu
Frankenjet projesi, ABD Hava Kuvvetleri için önemli bir maliyet tasarrufu sağladı. Projenin toplam maliyeti 6 milyon dolardan az olarak tahmin ediliyor. Buna karşılık, yeni bir F-35A savaş uçağının maliyeti 80 milyon doların üzerinde.
Bu, yaklaşık 74 milyon dolarlık bir tasarruf anlamına geliyor. Ayrıca, bu proje sayesinde iki hasarlı uçak hurdaya çıkarılmak yerine değerlendirilmiş oldu, bu da kaynakların verimli kullanımı açısından önemli bir adım.
Projenin Geleceğe Yönelik Etkileri
Frankenjet projesi, sadece bir uçağın kurtarılmasından ibaret değil. Bu proje, gelecekteki uçak onarım ve bakım çalışmaları için önemli dersler ve teknikler sağladı. Ekibin geliştirdiği özel ekipman ve yöntemler, ileride benzer projelerde veya savaş hasarı onarımlarında kullanılabilir.
Havacılar, saha düzeyinde birçok ilk kez yapılan görevi tamamladıkları için, JPO’ya geri bildirim sağlayabildiler. Bu geri bildirimler, tüm F-35 bakım personeli tarafından yeni bileşenlerin kurulumu ve denetimi sırasında kullanılan Ortak Teknik Verileri güncellemek için kullanılacak. Bu, uçakları, bakım personelini ve pilotları koruyacak.
4. FGS’den 1. Teğmen Ryan Bare, “Bu projenin sorumluluğunu üstlendiğimizde, saha düzeyinde benzeri görülmemiş bir şey üstleniyorduk ve bu kolay değildi. Bu yeterince vurgulanamaz,” dedi. “Ancak aynı zamanda bakım personelimizin bu tür işlerde yeterlilik kazanması ve birim düzeyinde deneyim oluşturması için bir fırsat da üstleniyorduk. Bir program olarak ve bir birim olarak, bundan büyük fayda sağladık.”
Yapım Süreci ve Zorluklar
Frankenjet projesinin yapım süreci, birçok zorluk ve engelle doluydu. Operasyonel bir savaş filosunun bakım ihtiyaçlarını karşılarken bir uçağı yeniden inşa etmek için parça ve insan gücü kullanmak, filo ve grup liderliğinden ustaca bir denge gerektiriyordu.
Ekip, uzun günler, geceler ve hafta sonları çalışarak projeyi tamamladı. Karşılaştıkları zorluklar arasında, daha önce birim düzeyinde yapılmamış görevleri öğrenmek ve uygulamak, özel ekipman ve araçlar geliştirmek, ve iki farklı uçağın sistemlerini uyumlu hale getirmek yer alıyordu.
Ancak bu çabalar sonuç verdi ve Ocak 2025’te uçak ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Hill Hava Üssü’nden Lockheed Martin’in F-35 tesisine uçan Frankenjet, performans zarfının sınırlarına kadar test edildi ve “sanki ilk üretim hattından yeni çıkmış gibi” performans gösterdi.
F-35A varyant lideri Jeffrey Jensen, “Test uçuşu performans zarfının sınırlarına kadar uçuldu ve sanki ilk üretim hattından yeni çıkmış gibi performans gösterdi,” dedi. “Yakında bu uçak, önemli bir maliyet tasarrufu sağlayarak ve vergi mükelleflerine önemli bir maliyet tasarrufu sağlayarak operasyonel filoya katılacak.”
Video: ABD Hava Kuvvetleri’nin ‘Franken-bird’ Uçağı Havalanıyor
Hill Hava Üssü’nde konuşlanan 388. Savaş Kanadı, iki hasarlı F-35A jetini tek bir tam işlevsel uçağa birleştirme gibi iddialı bir görevi üstlendi. 6 milyon dolara mal olan yeniden yapılanma, 82 milyon dolarlık bir uçağı tekrar hizmete sokacak. Proje, USAF bakım personelinin uzmanlığını ve filonun performansını artırma konusundaki kararlılığını gösterdi.
Havacılık Mühendisliğinde Yeni Bir Sayfa
Frankenjet projesi, modern havacılık mühendisliğinde yeni bir sayfa açıyor. Bu proje, hasarlı uçakların değerlendirilmesi ve yeniden kullanılması konusunda yeni olanaklar sunuyor. Ayrıca, bakım personelinin yeteneklerini geliştirmesi ve yeni teknikler öğrenmesi için benzersiz bir fırsat sağladı.
Uçak, final sertifikasyonlarının ardından Hill Hava Üssü’ne dönecek ve 4. Savaş Filosu tarafından kullanılacak. Bu, sadece bir uçağın kurtarılması değil, aynı zamanda gelecekteki benzer projeler için bir örnek ve ilham kaynağı olacak.
Frankenjet projesi, ABD Hava Kuvvetleri’nin yenilikçi düşünce ve problem çözme konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bu proje, askeri havacılıkta sürdürülebilirlik ve kaynak verimliliği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.